İnternet Üzerinden Görsel Satış

“Çağların bilgeliğini ara; ama dünyaya bir çocuğun gözleriyle bak!” – Ron Wild

Uzun zamandır esin kaynağı olarak taşıdığım bu bakış açısı ile yaklaşmaya çalışırım tasarım ve fotoğrafa. Sanat veestetikten doğrudan beslenen tasarımın, sürekli ve bilinçsizce odak kaymasını bir başka zeminde netleyen yaklaşım. Bu yaklaşımdan yola çıkarak, sanal mağazada dijital vitrin ve reyon tasarımının önemine değinelim.

Perakende sektörünün fiziksel mağazalarından sonra atağa geçtiği, hatırı çoktan sayılmış cirolara tanık olduğu, sanal mağazacılığa “lafın bittiği yerde satış” derim. Bu tanımdan büyük bir parça koparanında görsel ve tasarımın olduğu su götürmez bir gerçek. Hepimizin bildiği gibi amaç beş duyuya etki edebilecek nihai ürün satmak olsa da, sanal zeminde iki duyudan daha fazlasına dokunma henüz gerçekleşmedi. Bu eksik kalan duyularla satışı tetikleyecek “Digital Visiual Merchandiser” larında tasarım ve fotoğraflarında beslenmesi gereken kaynak yalınlık üzerinde konumlanmalı. Tam bu kısımda, bir çocuğun gözlerindeki nedensiz mutluluk ve heyecan kadar doğal kaynağı örnek gösterebilirim. Sanat ve estetiğin de derinden beslendiği bu hayata yeni başlangıcın getirdiği ilham sanal mağaza vitrinini daha etkili ve doğal bir algıya sürükleyecektir. Müşterinin sadakatini mutluluk ve güven ile birleştirerek uzun soluklu bir marka ilişkisini de organik hale getirecektir. Tasarımcı müşterinin gözüne sesiz seslenirken günümüzde bilgi karmaşasından uzak durmayı bu şekilde sağlayabilir.

Müşteriye, aslında olmayan bir mekanda gerçekleştirilen alışverişte algı dağıtan kısımlarından kurtarıp, odaklanmasıyla her gün yeni bir keşif deneyimi sunmak gerekiyor. Satıcı ve alıcı için halen soyut ve deneyimsel olan bu alanda markaların yarattıkları kültürlerin parçalarını, sanal mağazalarına da entegre etmeleri, müşterinin veya son kullanıcı bakış açısını doğru analiz etmeleri, beklenen bakış açısını görsel olarak öne çıkarmaları önemlidir. Görsel Pazarlama yeni bir fikir olmasa da, eskiden büyüklerimizin daima aynı bakkaldan alışveriş yaptığı yalınlığı, tanıdık ve güven hissini ara yüzüne yansıtmalı.

Büyük şehrin dinamiğinden sıyrılmadan ve yerinden kalkmadan, şehirden taşraya hiç geçmeden müşterinin algısını doğru yakaladığını sanmak büyük yanılgıdır. Medyanın görsel ve tasarım alanını çok karmaşık hale getirdiği günümüzde herkesin bir birinden daha fazla bildiği bu görsel alanda, alanı bu konuda eğitimlilere bırakılmalı. Sanatın yalınlığından ve tecrübelerinden beslenmeyi sürekli başaranlara olan ihtiyaç er geç elzem bir hal alacaktır. Hızlı tüketimin getirdiği ve tasarıma da yansıyan bu hızlı tükeniş sonucu güven ilişkisi kaybı bu şekilde onarılabilir. Yeni olanı da bu şekilde vitrinimize dahil edersek görsel bütünlüğünü ve sürekliliği sağlamış oluruz.

Sonuç olarak her ne kadar çok yol alınmış gibi görünse de perakendecilikte sanal mağaza oldukça taze bir soluk. 7/24 açık olan sanal mağazalarla birlikte markalar tarafından yaşanan deneyimsel pazarlamanın tasarımsal boyutlarına daha fazla önem verilmesi gerektiğini her gün tekrar tekrar keşfediyoruz. Bu farkındalık sonucu sektörünün yatırımlarını dijital vitrinlerine de yansıtması kaçınılmaz hale geldi.

Sedat Aydın