10.03.2016

Daha İyi Çalışmanın Mutlu Sırrı



Shawn Achor 2011 yılında TedxBloomington’da yaptığı “Daha İyi Çalışmanın Mutlu Sırrı” konuşmasında mutluluk ve başarı arasındaki ilişkiyi inceliyor.

Birçok şirket ve okul bir başarı formülü uyguluyor: “Daha çok çalışırsam, daha başarılı olurum. Ve daha başarılı olursam, daha mutlu olurum.” Bu ebeveynlik tarzlarımızı, yönetim tarzlarımızı, davranışımızı motive etme şeklimizi destekliyor. Bu bilinen mutluluk ve başarı formülünü tersine çevirdiğimizde ise ortalama olan bir şey üzerinde çalışıp, ortalama kalmaya devam etmek yerine şirketlerde ve okullarda tüm ortalamayı nasıl yükselteceğimize odaklanma şansı doğuyor.
Achor, Harvard’a yeni kabul edilmiş öğrenciler üzerinde gerçekleştirdiği araştırma sonucunda, Harvard’a girmelerini sağlayan asıl başarıları için ne kadar mutlu olurlarsa olsunlar, iki hafta sonra beyinlerinin orada olmanın ayrıcalığına değil rekabete, iş yüküne, mücadeleye, strese ve şikâyetlere odaklandığını keşfetmiştir. Buradan yola çıkarak, mutluluk bilimini anlamanın önemli olduğu düşüncesi ile dış dünyanın mutluluk seviyelerimizin üzerinde belirleyici olduğu konusunda çalışmıştır. Bu çalışmaları esnasındaki araştırmalarında ve kendi çalışmalarının sonuçlarında kişilerin dış dünyaları hakkında ne kadar çok şey bilirsek bilelim, uzun vadeli mutluluğun sadece %10’unun tahmin edilebilir olduğunu; geri kalan %90’ının ise dış dünya tarafından değil, beynin dış dünyayı algılama biçimi tarafından belirlendiğini keşfetmiştir. Bulgulara göre iş başarısının sadece %25’i IQ’ya göre, %75’i ise iyimserlik, sosyal destek ve stresi tehdit yerine bir mücadele olarak görebilme yeteneğine göre belirlenebiliyor.
Mutluluk ve başarı formülümüzü tersine çevirme gerekliliği de buradan doğuyor. Öncelikle, beyin ne zaman başarılı olsa, başarının görünüş şeklini değiştiriyor. İyi notlar aldınız, şimdiyse daha iyi notlar almalısınız, iyi bir okula gittiniz ve şimdi daha iyi bir okula gidiyorsunuz, iyi bir işiniz vardı, şimdi daha iyisini bulmalısınız. Eğer mutluluk bunun gibi başarının karşısında ise, beyin oraya ulaşamaz. Toplum olarak yaptığımız şey mutluluğu kavramsal bir ufka doğru itmek. İşte bu yüzden başarılı olmamız gerektiğini, böylece mutlu olacağımızı düşünüyoruz.
Ama sorun şu ki beynimiz bunun tersi şekilde işliyor. Günümüzde birinin pozitiflik seviyesini yükselttiğinizde, beyinleri şu an mutluluk avantajı dediğimiz şeyi tecrübe eder, beyniniz pozitif durumdayken negatif, nötr ya da stresli olduğu zamankinden çok daha iyi çalışır. Kavrama yetiniz gelişir, yaratıcılığınız gelişir, enerji seviyeniz yükselir. Aslında, bulgularımıza göre her bir ticari ürün gelişim gösteriyor. Pozitif olan beyniniz negatif, nötr ya da stresli olana oranla %31 daha üretkendir. Satışlarınızda %37 daha başarılı olursunuz. Doktorlar negatif, nötr ya da stresli olmak yerine pozitifken doğru teşhis koymada %19 daha hızı ve isabetli oluyorlar. Bu da formülü tersine çevirebileceğimiz anlamına geliyor. Eğer günümüzde pozitif olmanın bir yolunu bulabilirsek, beynimiz çok daha başarılı bir şekilde çalışır ve daha fazla, daha hızlı ve daha akıllıca çalışabiliriz.
Beynimizin gerçek kapasitesini görmeye başlamak için yapabilmemiz gereken şey bu formülü tersine çevirmek. Çünkü pozitif olduğunuzda sisteminizde salgılanan dopaminin iki işlevi var. Bu sizi daha mutlu etmekle kalmıyor, aynı zamanda dünyaya farklı bir şekilde adapte olmanızı sağlayan beyninizdeki öğrenme merkezlerini harekete geçiriyor.
Achor’un bulgularına göre daha pozitif olabilmek için beyninizi eğitmenin yolları var;
  • Minnettar olunan 3 şey: Art arda 21 gün boyunca yapılan 2 dakikalık bir süre içinde beynin daha iyimser ve daha başarılı bir şekilde çalışması sağlanabiliyor. Art arda 21 gün boyunca kişilerden her gün yeni üç şey olmak üzere minnettar oldukları üç şeyi yazmaları isteniyor. Böylece, beyin dünyayı negatif yerine pozitif bir şekilde görmeyi sağlayan bir yöntem geliştiriyor.
  • Kayıt: Kişilerden, geçen 24 saat boyunca başlarına gelen bir tane pozitif olayı kayda geçirmeleri isteniyor. Böylece, beyin o olayı tekrar yaşamasını sağlıyor.
  • Egzersiz: Düzenli egzersiz beyine davranışın önemli olduğunu öğretiyor.
    Meditasyon: Meditasyon, aynı anda birden fazla iş yapmaya çalışarak yarattığımız kültürel dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu gibi problemlerin üstesinden gelinmesi ve el altındaki işe odaklanılması konusunda beyni eğitiyor.
  • Rastgele nezaket: Rastgele yapılan nezaketler bilinçli nezaketlerdir. İnsanlardan, gelen kutularını açtıklarında, sosyal destek ağlarındaki birine teşekkür ya da iltifat eden bir pozitif eposta yazması isteniyor.
Ve böylece, bu aktiviteleri yaparak ve beynimizi vücutlarımızı çalıştırdığımız gibi çalıştırarak, mutluluk ve başarı formülünü tersine çevirerek sadece mutluluğumuzu değiştirmekle kalmayı aynı zamanda her bir eğitimsel ya da ticari sonucu da değiştirebiliriz.

Yorum Gönder

Her Hakkı Saklıdır © 2014-2021 - Şartlar - İletişim - Hakkımızda