8.09.2016

Adese'den Önemli Açıklama


Adese Yönetimi, Taklit ve Tağşiş Yapılan Ürünler başlıklı listede yer almalarına yol açan süreç ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili kamuoyunu bilgilendirici bir açıklama yayınladı


Adese'nin yaptığı açıklama şöyle:
“01 Eylül 2016 tarihli bazı basın yayın organlarında “Taklit ve Tağşiş Yapılan Ürünler” başlıklı listede şirketimizin de yer almasını üzülerek takip ettik. Habere yönelik açıklamamızı paylaşmak isteriz.
Konya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından 07 Nisan 2016 tarihinde gerçekleştirilen gıda denetiminin ardından, 12 Nisan 2016 tarihinde tarafımıza tebliğ edilen analizde, şirketimizin et tesisinde üretilen kıyma ürününde “kıkırdak ve sakatat” dokuya rastlandığı belirtilmiştir.

Şirketimiz, tutanağın tebliği üzerine;
Derhal harekete geçmiş ve yapılan analiz sonuçlarına karşı duyduğu şüpheyi bilimsel açıdan test etmek için Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanlığı’na yazılı bir dilekçe ile başvurmuş ve yapılan analizlerin (histolojik doku analizi) ne kadar sağlıklı ve doğru sonuçlar vereceği konusunda bilimsel görüş istemiştir.

Bu dilekçe üzerine Türkiye’de bu alanda otorite kabul edilen Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Doktor Mustafa Karakaya tarafından bir mütalaa hazırlanmış ve bu mütalaada dile getirilen hususlar çerçevesinde Konya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün tespitine itiraz edilmiştir.

Prof. Dr. Mustafa Karakaya tarafından hazırlanan mütalaada şunlara yer verilmiştir:
Ette kıkırdak ve sakatat tespiti için yapılan ve histolojik analiz denilen iki analiz türü, uluslararası akredite olmuş bilimsel yöntemler değildir. Bu nedenle sağlıklı ve doğru sonuçlara ulaşılamaz. Histolojik analiz yöntemi ile yapılan analiz sonucu kıkırdak doku ile fazla kollajen (sinir) içeren dokuların karışması mümkündür. Tüm bunların yerine sayısal değerleri ortaya çıkaran ve kesin sonuç veren hidroksiprolin ölçümü yapılmalıdır, onun yerine histolojik doku tayini yöntemi ise kullanılmamalıdır.

Et Ürünleri Tebliğinde kollajen/ et protein oranının en yüksek %15 olabileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda; et ve et ürünlerinde deri, sakatat ve kıkırdak dokunun varlığının tespitinde doğru ve kesin şüpheye yer bırakmayacak şekilde yapılması gereken analizin  “Hidroksiprolin Tayini” ile mümkün olduğu, histolojik analizler sonucunda örneklerin sadece “var-yok” testine tabi tutulmasının yeterli olamayacağı ve “var-yok” testiyle et ve et ürünlerinde “deri, sakatat var” sonucuna varılamayacağı ifade edilmiştir.

Ayrıca, yapılan analizin sonuçlarını bilimsel açıdan sorgulamak için hayati önemde olan “şahit numune” alınması zorunlu iken bu numune alınmadan analiz yapıldığı hususu da itiraz dilekçesinde vurgulanmıştır. Bu doğrultuda ilgili analizlerin, uluslararası akredite olmuş bilimsel yöntemlere uygun olmadığı görülmektedir.

Şirketimizin bu gerekçeler ile yaptığı itirazın Konya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nce reddedilmesi üzerine, Konya 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 2016/2416 değişik iş sayılı dosyası ile kararın ve karar sonucu verilen idari para cezasının iptali için dava açılmıştır. Henüz dava sürecinin devam ettiği dönemde şirketimiz hakkında yapılan açıklamanın gerçeği yansıtmadığını belirtmek isteriz.
Kurumumuza ait, Konya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nce numune alınan Et İşleme Tesisimizde kasaplık canlı hayvan kesimi yapılmamaktadır. Et işleme ünitemizde “sakatat, deri ve deri ürünleri” girişi ve işlenmesi söz konusu değildir. Sadece karkas etlerin parçalanması ve işlenmesi gerçekleştirilmektedir. Dolayısı ile Bakanlığın açıkladığı listede belirtilen tespitin bulunması teknik olarak da imkân dışıdır.

Bunlarla birlikte; hakkımızda tutulan tutanak ve tespit hükmü “kıkırdak ve sakatat dokuya rastlanmıştır” şeklinde olmasına karşın, Bakanlıkça yayınlanan listede, listeye girme nedeni olarak “deri dokusu tespiti”nin gösterilmesi dikkat çekicidir. Tarafımıza tebliğ edilen bulgu ile kamuoyuna yansıtılan bulgu arasında bir tutarsızlık olduğu gerçeği görülmektedir. Bu da yapılan analiz ve yürütülen sürecin sağlığı ve güvenirliliği hakkında kaygı uyandırmaktadır.

ISO 9001, ISO 22000 belgelerine ve Helal Gıda sertifikasına sahip bir kurum olarak, tüm ürünlerimizi Türk Gıda Kodeksine harfiyen uyarak üretiyoruz. Bunlardan daha önemlisi, şirketimizin kırmızı et ürünleri, en büyük farklılaşma alanı olarak dikkat çekmektedir. Şirketimiz, müşterilerine sunduğu kırmızı et ürünlerini kendi çiftliklerinde yetiştirdiği besi hayvanlarından elde etmekte ve tamamen hijyenik koşullarda, kendi tesislerinde işlemektedir. Beslenme ve kesim koşullarını bilmediği, denetlemediği hiçbir et ürününü mağazasına sokmamaktadır.

Adese olarak gıda denetimini çok önemsiyor ve kamuoyunun bu konuda doğru bilgilendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Resmi denetimlerden önce, iç denetimlerimizle tüketicilerimize en sağlıklı koşullarda üretilen ürünleri sunma gayretiyle çalışıyoruz.

Bilinmesini isteriz ki; kendi evimize almayacağımız hiçbir ürünü müşterilerimize asla sunmayız. Bu yaklaşımımız doğrultusunda, ürünlerimizin her daim sonuçları tartışılmayacak bilimsel ve uluslararası kabul görmüş yöntemlerle analizinin yapılmasına açık olduğumuzu belirtir, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi konusunda tüm ilgililerin hassasiyetini rica ederiz.

Tüm süreçleri ile konunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz.”

Yorum Gönder

Her Hakkı Saklıdır © 2014-2021 - Şartlar - İletişim - Hakkımızda