16.05.2017

İnnovasyon,Değişim,Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik



İnnovasyon en yalın ifadesiyle yenilik veya yapılan işe yeni bir bakış açısı geliştirme, işleri standart haliyle değil kutunun dışında düşünerek tasarlama işidir. Aslında insan sürekli değişimle karşı karşıyadır ve farkında olmadan çoğu zamanda bu değişimin karşısındadır. Hayat bir akarsu gibidir, insan ise bu dönüşümde nesne değil özne olduğunda daha bir anlamlı hale gelir. Kainatta il¬ham fütürsuz bir şekilde dolaşır ancak bunu kayıt altına alanlar yaptıkları işleri özgün kılarlar ve bunu başkalarına aktarabilirler.
Mesele farklılıkları yakalamak herkes parmağa bakarken parmağın gösterdiği yere bakmak ya da herkes topa bakarken topun gideceği yere bakmak ve yine olağan dışı bakış açısıyla herkes topa bakarken zemine bakmaktır.
Michael Porter Rekabet Stratejisiyle ilgili değerlendirmesinde günümüz şirketleriyle ilgili yüzlerce örnek sayar ve stratejik duruşu şöyle sınıflandırarak niteler, ya maliyet lideri olacaksınız ya da farklılaşacaksınız der ve ekler eğer ikisinin arasında kalırsanız batarsınız. Çünkü farklılaşarak maliyetleri minimize etmek oldukça zordur. Yine 1960’larda Harvard Üniversitesi’nin profesörleri olan Learned, Christensen, Andrews ve Guth tarafından geliştirilen SWOT analizi güçlü ve zayıf yönlere odaklanıp önümüzde fırsatlar ve tehlikeler için öngörü geliştirerek faktörlerin incelenmesi, önemli fırsatların tasarlanması, tehdit unsuru faaliyetlerin fark edilerek önlem alınması, güçlü yönlerinin ortaya çıkması ve bunların gerekli koşullarda gerekebileceğinin saptanması, zayıf yönlerinin belirlenerek önlem alınması gibi yaklaşımları içermektedir. Amerikalıların bir sözü var ‘Plan hiçbir şeydir Planlama her şeydir.’ Önemli olan teorinin pratikte vuku bulmasıdır. Ve bu pratiğin istikrarlı bir yapıya dönüşmesi, bu dönüşümün sonunda sürdürülebilirliğin kılınmasıdır.

Doğru işi yaparsanız ve yaptığınız işi doğru yaparsanız hem verimli hem de etkin olursunuz. Verimlilik en basit haliyle mühendislik hesaplamalarında ve birçok alanda çıktılar/girdiler olarak hesaplanır. Ya çıktılar maksimize edilmeli ya da girdiler minimize edilmelidir. Eğer aynı anda hem çıktıları maksimize eder hem de girdileri minimize ederseniz maksimum verimliliği elde etmiş olursunuz. Bu da elbette üretkenliği açığa çıkarır. Günümüzde kalitenin babası olarak bilinen Edwards Deming kaliteyi kendi tabiriyle ‘müşteri tatmini’ olarak ifade eder. Bu müşterinin farkında olmadığı ihtiyaçlarının ihtiyaç olarak farkına varmasını sağlamak, tüketicinin ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bunu Bill Gates Windows yazılımlarıyla bir çok sektörü etkileyerek her evde bir bilgisayar, her bilgisayarda bir Windows vizyonuyla gerçekleştirdi. Aynı şekilde Steve Jobs herkesin görüp kimsenin göremediğini görerek dokunmatik teknolojisiyle yeni bir tasarım birleştirerek tüketicinin fark etmediği bir ihtiyacı gözler önüne serdi. Yılların cep telefonu deyince ilk akla gelen Nokia ve Ericsson gibi markaları geride bırakarak sektör dışından geldi ve tüm dünyaya oyunun kurallarını innovasyon bakış açısıyla nasıl değiştirileceğini gözler önüne serdi. Yine sektörümüzden örnek verecek olursak, yıllarca İngiltere’de liderliğe oynayan Sainsbury’i Tesco gelip geçti, Amerika’da aynı şekilde K-Mart’ı aynı parametrelerle Wall Mart gelip geçmiştir. Bizler kurumlar olarak çoğu zaman yatırım ve maliyeti birbirine karıştırıyoruz. En iyi kumaşa en ucuz ipliği kullanıyoruz oysa önemli olan doğru işi yapmak ve işi doğru yapmak.

Yavuz ALTUN

Yorum Gönder

Her Hakkı Saklıdır © 2014-2021 - Şartlar - İletişim - Hakkımızda