Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin mercimek üretimi ve ihracatına ilişkin açıklamalarda bulundur. Bayraktar, Kanada’nın, mercimeği 1970’li yıllarda ülkemizden götürdüğünü, soğuk iklimine uyum sağlasın diye genleriyle oynadığını ve bu sayede dünyanın en büyük ihracatçısı oldu belirterek: “Dünyanın en lezzetli, kaliteli kırmızı mercimeğini üretiyoruz, ürün,ihtiyacımızı ve ihracatı karşılayamayınca, ürettiğimiz yüksek fiyattan ihracata gidiyor, bize Kanada mercimeği kalıyor.” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, mercimekte üretimin artırılamamasının en önemli nedeninin üreticilerin kırmızı mercimekten yeterli geliri elde edememesi olduğunu, destekler artırıldığında ve piyasada yeterli fiyat oluştuğunda üreticilerin buna ekim alanı genişlemesi ve artan üretimle cevap vereceğini vurguladı.
“Destekler artırılmalı”
Gelir seviyesi nedeniyle hayvansal protein tüketiminde gelişmiş ülkelerin gerisinde kalan Türkiye’de, bitkisel kaynaklı protein tüketiminin beslenmede büyük önem taşıdığını, bu tüketimde de baklagillerin ayrı bir yeri bulunduğunu ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti:
Ülkemizde üretimi gerçekleştirilen 7 çeşit baklagil arasında kırmızı mercimek toplam üretimden yüzde 31,9 oranında pay alarak nohuttan sonra ikinci sırada yer almaktadır. 2005 yılında 387 bin hektara ulaşan ekim alanının, 2016 yılına kadar yüzde 39,3 azalarak 235 bin hektara, aynı dönemde üretim ise yüzde 40,5 düşerek 580 bin tondan 345 bin tona geriledi. Primler, 2014 yılında yüzde 100, 2016 yılında yüzde 50 artırılmasına rağmen üretimdeki büyüme yetersiz kaldı. 2012 yılında 410 bin ton olan üretim, 2014 yılında 325 bin tona indikten sonra, desteğin de etkisiyle 2015 yılı 340 bin tona, 2016’da ise 345 bin tona yükseldi. Bu yıl 1’inci tahmin verilerine göre üretim 370 bin tonu bulacak. Yalnız bu rakam bile ihtiyacı karşılamıyor. Desteklerin daha fazla artırılması gerekmektedir.”
“Tüketim artıyor, üretimde yeterli artış sağlanamıyor”
Ziraat Odaları’ndan aldıkları bilgiye göre, bu yıl ekiliş alanında artış olduğunun bilgisini veren, 1’inci tahmin verilerinin de 370 bin tonla bunu doğruladığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kırmızı mercimek tüketimi, nüfus artışına paralel olarak artıyor. Ancak üretimde yeterli artış sağlanamıyor. Kırmızı mercimek 2012/2013 yılında yüzde 122,4 gibi yüksek bir yeterlilik oranına sahipken, 2013/2014 döneminde bu rakam yüzde 73,4’e düştü. Oran 2014/2015’de yüzde 90,3’e yükseldikten sonra 2015/2016 sezonunda yüzde 81,6’ya geriledi. Destekler artırılır, yeterli fiyat oluşturulur, alım garantisi sağlanırsa üretim rahatlıkla artar, halkımız da lezzetli mercimeğimiz varken Kanada mercimeği yemek zorunda kalmaz. Ürünü depolama imkânı bulunmayan, üretim aşamasında kullandığı girdileri hasat döneminde ödemeli olarak alan üreticimiz, hasadı takiben ürünü piyasaya sunuyor. Oluşan arz fazlası üretici fiyatlarının düşmesine yol açıyor. Hasat döneminde ithalat yapılmamalıdır. Üretici fiyatlarının maliyetin altında oluştuğu dönemlerde fiyatlara müdahale edecek bir kurum oluşturulmalıdır.”
Ayrıca, Duru Bulgur, tüketicilerin ithal yerine yerli mercimeği tercih etmeleri için bazı neden sıraladı. İşte bazıları:
o Yerli mercimeğin protein değeri daha yüksektir.
o Yerli mercimeğin içerisine başka herhangi bir malzeme ekleme olmadığından ithal mercimeğe göre daha ekonomik.
o Türk mercimeği daha sıcak iklim koşullarında yetişiyor. Kanada mercimeği ise genetiği ile oynandığı için daha soğuk koşullarda yetişebiliyor. Türk mercimeği, ithal Kanada mercimeğine göre daha doğaldır.
o Türk mercimeği ülke ekonomisine katkıdır. Yerli üretimi, çiftçimizi desteklemektir.
Yorum Gönder