Bu sorunun cevabı kendi markanızı tanımaktan geçiyor. Çünkü ikisinin de birbirine göre avantajları ve dezavantajları var. Öncelikle şunu belirtelim: AVM’ler 10 sene önceki cazibesini kaybetti. Artık AVM’de mağaza açmak için birçok soruya cevap bulmak gerekiyor. AVM’de yer almak için; lokasyon, ziyaretçi sayısı, yakın bölgelerdeki müşteri segmentasyonu gibi klasik bakılan parametrelere zaten bakılmak zorunda. Bunun dışında AVM yönetimi, marka karması, mimari, yakındaki yaşam merkezleri, kiralama şartları, ortak alan giderleri, kiralanan yerin girişe yakın olması, AVM içindeki sosyal alanlara yakın olması, bulunduğu kattaki mağazaların hitap ettiği müşteri grubu gibi diğer faktörlere de bakmak gerekiyor. Kiralama koşulları ve AVM yönetimindeki işletme zafiyetleri, perakendecilerin en çok sıkıldıkları konular.
Kritik karar markanızı tanımaktan geçiyor
Cadde mağazacılığında da yukarıdakilere benzer kriterler göz önüne alınmalı. Ayrıca caddelerdeki yüksek kiralar, perakendeciyi düşünmeye sevk ediyor. Genel gözlemim, cadde mağazalarının (İyi belirlenmiş lokasyon-Karlı bir işletme ) daha çok iş yaptığı yönünde. Caddelerde, yeme içme mekanları alışveriş alışkanlıklarını belirlemede önemli bir unsur. Yukarıdaki sorumuzun cevabının en ideal cevabı aslında şudur: AVM ve cadde mağazası açmadan önce sizin kendi markanızın gücünü, müşteri bağlılığınızı, karlılık seviyenize uygun olan yerde mağaza açmalısınız. Yani markanız güçlü, müşteri bağlılığınız yüksek ve karlılık seviyeniz iyi bir sevide ise cadde mağazacılığı sizin için biçilmiş kaftandır. Ama markanızın alışveriş sinerjisine ihtiyacı varsa, karlılık seviyeniz normal ise AVM’lerde bütçenize göre bir yer bulabilirsiniz. Ama nereye yatırım yaparsak yapalım önce kendimizi ve markamızı tanımalı, sonra yatırım yapacağımız yeri ince eleyip sık dokumalıyız. Benim tavsiyem bu konunun uzmanlarıyla ile çalışıp, “swot” analizleri, detaylı fizibilite raporları gibi çalışmalar ile yatırım kararı almakta fayda var.
Ahmet KİK
Yorum Gönder