Konkordato,bu kelimeye şimdilerde öyle aşınayız ki adeta bu kelime ile yatıp,yine bu kelime ile kalkıyoruz.Adeta bu kelime dilimize pelesenk olmuş.
İki binli yılların ortasına kadar,ülkemizde pek bilinmeyen hatta ve hatta hiç kullanılmayan bir yöntemdi Konkordato.Neden diye sorarsanız o dönemin ticaret erbabı iş yapamazsa,ticarethanesini ya kapatır,yada daha büyük bir yatırımcıya devrederdi.Bu söylediklerimize örnek olarak zamanında Ankara'nın en büyük yerel market zinciri olan Canerler'in,Kilere devrini gösterebiliriz.
2004 Yılında Konkordato yerine daha uzun süre ile işletmeleri koruma altına alan "İflas Erteleme" imkanı sağlandı.Lakin bu imkan neredeyse her firma yetkilisi tarafından sahip oldukları şirketlerin içini boşaltmak için kullanıldı.Bunun farkına varan devlet ise,şirketleri toplamda 4 yıl koruma altına alan "İflas Erteleme" imkanını tamamen ortadan kaldırdı.
Bunun üzerine şirketler neredeyse 10 yılı aşkın kullanılmayan Konkordato sitemine dönmeye başladılar.İflas Erteleme'ye nazaran şirketlere daha az süre tanıyan Konkordato elbette şirketin içinin boşaltılmasına mani değil.
Gıda sektörüne baktığımızda Konkordato ve İflas Erteleme'nin arkasına sığınarak,hem tedarikçinin,hem personelin,hem de devletin kanını emen onlarca vampir görmek mümkün.Zira bu süreçten en zararlı çıkanların başında şüphesiz sektör çalışanları geliyor.Real Market,Uyum Market,Makro Market,Borsa Market,Ekorama işçileri bu süreçlerden en çok zarar gören ve basına en çok yansıyan sektör çalışanlarıdır.
Şirketlere tanınan Konkordato hakkı,sektör çalışanları için artık işletmelerin için boşaltılmasının başlangıcı anlamına geliyor.Nitekim ülkemizde Konkordato ilan edip,daha sonra düze çıkan şirket neredeyse yok denilecek kadar azdır.
Yorum Gönder