17.08.2018

Market Çalışanı İşçi Ayşe ve Hasan



Market Çalışanı İşçi Ayşe ve Hasan

İş çıkışı mutfak ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere her zaman alışveriş yaptığımız marketin şarküteri reyonuna girdiğimizde envai çeşit peynirler, zeytinler, pastırma ve sucuk kokuları bizi karşılar. Almak istediğimiz peynirin tadına bakmamız için reyon görevlisi peynir kalıbından bir parça peynir kesip bıçağın ucuyla bize ikram eder. Oradan canımızın istediğini alıp günün yorgunluğunu atmak üzere evimize gideriz. Bize peyniri tattıran o işçi ise gece yarısına kadar markette kalacaktır. Biz gittikten sonra muhtemelen marketin arka tarafına geçip yeni gelen peynirleri kamyondan indirip depoya taşıyacaktır. Kilolarca ağırlıkta peynir tenekeleri İşçi Hasan’ın omuzlarında yükselirken biz çoktan evimize varmış ve aldıklarımızı buzdolabına yerleştirmiş olacağız. DVD deki filmimiz bittiğinde Hasan da paspası henüz bitirmiş olacak. Mesaiye pek çoğumuz gibi sabah sekizde başlayan Hasan gece saat on sularında dükkanı kapatıyor. Son otobüsü yakalayabilmesi için otobüs durağına koşarak gitmesi gerekiyor. Neyse ki bu akşam da tam marketi kapatırken bir müşteri gelip rakısına meze almak için Hasan’ı meşgul etmedi. Kaç gece sırf bu yüzden son otobüsü kaçırdığı için eve otostop yaparak gitmek zorunda kalmıştı Hasan. Şehrin merkezindeki çalıştığı marketten varoşlardaki evine gece on bir, on bir buçuk sularında vardığında evdeki herkes uyumuş oluyor. O da vakit kaybetmeden hemen yatağa giriyor çünkü sabah ilk otobüsle marketin yolunu tutmak zorunda. Gençliğini yaşayamayan Hasan’ın hayatı ilk otobüs ve son otobüs arasında geçiyor…

Maalesef alışveriş merkezleri ve marketlerde görmezden geldiğimiz milyonlarca hasan, milyonlarca Ayşe var. Bizler süpermarketlerin hediye kuponlarını biriktirip, giyim mağazalarının indirim günlerini bekleye duralım; O cafcaflı tabelaların arkasında en iyi ve en ucuz ürünü ya da hizmeti verdiğini iddia eden kurumsal firmalar bir yandan marka ve reklam çalışmalarıyla bizleri kandırıyor, bir yandan da gençlerimizi günün 14 saati ayakta ve durmaksızın çalıştırarak kanlarını emiyorlar. Yorgunluktan posası çıkmış köleler yaratıyorlar.

Sistemi değiştirmek tek başımıza mümkün olmayabilir ama özellikle hizmetle alakalı işlerimizde en azından birbirimize karşı daha toleranslı davranabilir ve anlayış gösterebiliriz. Hoşgörüye hepimizin ihtiyacı olduğu aşikar. Hepimize hoşgörülü ve hoş görüşlü bir dünya diliyorum. Çünkü unutmamamız gereken bir gerçek var: Gün gelir hoşgörü gösterilmesi gereken kişi kendimiz olabiliriz…

Kariyerizm: Kurumsal Kölelik

Yorum Gönder

Her Hakkı Saklıdır © 2014-2021 - Şartlar - İletişim - Hakkımızda